18. bölüm: kayakovuğu
kayakovuğu
bütün kayakovuğuna sığınanlara övgüyle
adıyla allah'ın acıyan, acıması çok olan
1 övgü allah'ındır, indiren kuluna kitabı, yoktur onun eksikliği...
2 dosdoğru olarak... sakındırmak için ezici bir kötülük konusunda kendisinden gelen ve sevindirmek için inanan ve yararlı işler edenleri, vardır onlara güzel bir karşılık...
3 kalıcılardır orada sonsuz.
4 ve sakındırmak için şöyle diyenleri "edindi allah bir çocuk!"
5 kendilerinin bir bilgisi yokken ve babalarının da! ne büyük laftır çıkan ağızlarından! ancak söyledikleri yalandır yalan!
6 sen neredeyse yok edeceksin özünü onların izinde, inanmazlar diye bu söze, üzüntüden.
7 biz yaptık ne varsa yeryüzünde süslü... sınamak için hanginiz daha güzeldir işinde diye
8 biz yapıcıyız da ne varsa onun üstünde, toz toprak...
9 yoksa sen saydın mı ki kayakovuğu ve rakîm arkadaşlarını bizim göstergelerimizdendir şaşılacak?!
10 hani sığınmıştı birkaç genç bir kayakovuğuna da demişlerdi "rabbimiz ver bize katından bir acıyış ve kolayla bize senin işinden ermişliği!"
11 biz de damgaladık onların kulaklarını kayakovuğunda yıllar boyu!
12 sonra dirilttik onları. bilelim diye hangisi iki takımın daha doğru saymış kaldıkları süreyi...
13 biz anlatıyoruz sana bilgilerini onların bütün gerçekliğiyle... onlar birkaç gençti inanmış rabblerine... biz de arttırmıştık onlar için erişmeyi
14 ve bağlılık vermiştik kalplerine... hani onlar ayağa kalkıp şöyle demişlerdi "bizim rabbimiz rabbidir göklerin de yerin de. sakın çağırmayız ondan başkasını tanrı olarak. öyle olsa söylemiş oluruz saçmasapan sözler!
15 işte şu bizim toplumumuz edinmiştir ondan başka tanrılar! getiriverseler ya onlar konusunda bir dayanak apaçık! kimdir daha yazık eden uyduran kimseden allah konusunda bir yalan?"
16 "ayrıldığınızda onlardan, onların taptıklarından da allah'tan başka; sığının bir kayakovuğuna! yaysın size rabbiniz acıyışından, oluştursun da size işinizde dirsek"
17 görürdün güneşin doğduğunda uğradığını kayakovuklarına sağından; battığında da teğet geçtiğini solundan! onlarsa ortasındaydılar bunun! işte bu göstergelerindendir allah'ın! kimi ulaştırırsa allah o ulaşır! kimi de saptırırsa bulunmaz onun bir arkadaşı eriştiren!
18 sen sanarsın onları uyanık, oysa onlar uykudalar. biz döndürüyoruz onları sağa ve sola. köpekleri de uzatmış iki kolunu eşikte. varsan üstlerine dönüp kaçardın, dolardı için korkuyla!
19 böylece biz dirilttik onları; soruştular aralarında. dedi sözcüleri: "nicedir kaldınız?" dediler: "kaldık ya bir gün ya birazında bir günün" dediler: "rabbimiz en iyi bilendir kaldığınızı! şimdi gönderin birinizi bu bir yaprakla [parayla] kente! bakınsın o hangisi daha arıdır yiyeceğin, sonra da alsın azık onunla. saklansın, sakın sezdirmesin kendini kimseye!
20 gerçekten açıkta görürlerse sizi, taşlarlar sizi yada döndürürler sizi kendi toplumlarına.. işte öyle olursa kesinlikle kurtuluşa eremezsiniz sonsuza dek"
21 biz böylece tanıttık onları. bilinsin diye sözü allah'ın gerçektir. sâ'atin de yoktur kuşku kendisinde! hani tartışmışlardı aralarında onların işini, demişlerdi: "yapalım bir üstlerine bir yapı! rabbleri daha iyi bilir onları!" demişti üstün gelen kişi onların işlerine: "kesinliklikle edinmeliyiz onların üstüne bir mescid!"
22 diyeceklerdir: "üçlerdir dördüncüleri köpekleridir!" derler de: "beşlerdir, altıncıları köpekleridir!" taş atmak belirsizliğe! ve diyorlar da "yedilerdir, sekizincileri de köpekleridir!" de ki "rabbim en iyi bilendir onların sayısını!" bilmez kimse onlar konusunda azdan başka! tartışma onlar konusunda ancak bir tartışma dışında apaçık. soruşturma da onların içinde bunlardan kimseyle!
23 bir daha sakın deme bir nesne için "kesinlikle yapacağım bunu yarına!"
24 ancak "dilerse allah" de! an rabbini unuttuğunda! de ki "umulur ki ulaştırır beni rabbim daha yakın olana bundan olgunluk bakımından!"
25 "kaldılar kayakovuklarında üç yüz yıl!" eklediler de buna dokuz
26 de ki: "allah daha iyi bilir kaldıklarını... onundur belirsizliği göklerin ve yerin! en iyi görendir o en iyi işitendir! yoktu onların o'ndan başka arkadaşı... o ortak etmez bilgeliğine kimseyi!
27 oku vahyedileni sana yazı'sından rabbinin! yoktur değiştirecek olan onun sözlerini! bulamazsın ondan başka sığınacak!
28 dayan özünle! birlikte ol yakaranlarla rabblerine tanağrılarında ve günbatımında! isteyenlerle onun yüzünü! ayırma iki gözünü onlardan! isteyip de süsünü dünya yaşamının! uyma anlamaz kıldığımıza kalplerini bizi anmaktan! ve uyana da isteklerine ve işinde aşırıya kaçana!
29 de ki: "gerçek rabbinizdendir! artık dileyen inansın! dileyen de inanmasın! biz uygun kıldık yazık edenler için ateşi, kuşatır onları onun kalın örtüsü! orada yardım dilendiklerinde yardım edilir bir suyla sarısu gibi, yakan yüzleri! o ne kötü içkidir! o ne kötü koltuktur!
30 gerçekten inanan ve yararlı işler eden kişilere gelince, biz asla boşa çıkarmayız karşılığını iyi tek bir iş edenin bile!
31 işte onlar için aden cennetleri vardır.. akar altlarından ırmaklar. bezenirler orada bileziklerle altından. giyinirler giysilerle yemyeşil ince ipekten ve kalın dokumadan. yaslanırlar orada koltuklara... ne güzel giysiler! ne güzel koltuklar!
32 ver onlara örneğini iki adamın.. yapmıştık o ikisi için iki bağ üzümlerden... çevreledik o ikisini hurma ağaçlarıyla. ve yaptık ikisi arasında bir tarla
33 vermişti iki bağ da yemişleriyle, eksik olmamıştı bir nesne bile... akıtmıştık aralarında bir de ırmak!
34 olmuştu da birisinin varlığı. demişti arkadaşına tartışırken onunla: "ben daha çoğum senden varlıkça ve ben daha üstünüm kişi bakımından"
35 ve o girdi bağına, yazık ederek kendine... dedi "sanmam ki yok olsun bu sonsuza dek
36 ve sanmam ki sâ'at kopacak... geri çevirilsem bile rabbime bulurum daha iyisini bundan dönülecek yerin"
37 öbürü dedi arkadaşına tartışırlarken "sen inanmadın mı yaratanı seni topraktan sonra dölden sonra biçimlendireni seni kişi olarak
38 ancak o allah rabbimdir, ortak koşmam da rabbime kimseyi!
39 girdiğinde bağına deseydin ya "maşallah güç yoktur allah'ınkinden başka" görüyorsan beni daha az senden varlıkça ve çocuk bakımından
40 olur a rabbim verir bana daha iyisini senin bağınkinden ve gönderir seninkine bir yaramazlık gökten de oluverir o çerçöp
41 yada oluverir suyu kurak, sen onu daha isteyemeden"
42 kuşatıldı onun bütün varı, kalakaldı ovuşturarak ellerini onca ödeme yaptığı nesnelere, çökmüştü çatıları üstüne. diyordu "ah ortak koşmasaydım rabbime kimseyi"
43 yoktu da kendisi için kimsecikler yardım edecek allah'tan başka hem değildi de kendi kendine yardım edecek.
44 işte burada arkadaşlık allah'ındır gerçek. o daha iyidir karşılıkça ve daha iyidir sonuç bakımından.
45 ver onlara örneğini yaşamını dünyanın: o su gibidir, biz onu indiririz gökten; karışır birbirine onunla bitkileri yeryüzünün,
DEVAM EDECEK
GELECEK
Yorumlar
Yorum Gönder